11 Ocak 2012 Çarşamba

İçimdeki kötülüğün vicdanı !!!

1.5 yıl öncesi bir insanın yaşamı boyunca etrafındaki insanlarda gördüğü ama hiç bir zaman başına gelmesini akıl edemediği ve başına geldiğinde ne kadarda büyük bir saçmalık silsilesine kapılacağı bir durum geldi geçti ..

         Yaz tatilimi ekip arkadaşlarımla beraber aldığımız bir web tasarımı işi ile geçirme suretiyle kendimi çalışmaya adamış iyi aile çocuğu rolünü başarıyla sürdürüyordum hayatımdaki filmde ... Ancak senarist sanırım ufak tefek değişikliklere kaçtı ... eh oda haklı benim olduğum bir filmde gişe rekorları kırmak biraz zordu sanırım nede olsa şanssız bedevi lucky'iz ... Çalışma sabahlara kadar sürerken hırçın bir titreme ile beraber gelen telefonumun ucunda annemin hırçın bir titreyişle babamın kalp krizi geçirdiği ve hastanede yattığını söylemesi bu senaryo değişikliğinin başında geliyordu... Mevzu normal bir kalp krizi hikayesinden öte bir durum aslında herkesin başına gelebilir sadece benim babam tutulmadı bu illete ... 
         O zamanlarda hayatımın aşkı evleneceğim çocuklarımın anası olacak olan dediğim hatunu zevcem bu durumu ilk başlarda olgunlukla karşıladı , yanımda oldu destek oldu ... By-pass ameliyatını bekleme sürecindeyken hastahane yemeklerinden bıkıp arabaya atlayıp hatunumuzuda alarak bişeyler yemeye gidelim dedik ...     Destekçim benim sağolsun yalnız bırakmadı... Yemek yiyeceğimiz yere doğru ilerlerken durumun vehameti olayın karmaşıklığı ve içinden çıkılmaz halini bir kenara atarak "Arkadaşımın nişanı var gidelim mi ? hem biraz kafan dağılır" diye bir replik yedim ... Neye uğradığımı şaşırdım ... Günlerdir uyumuyorum ağlamaktan bithap düşmüş gözlerimi pörtletmeye bile halim yoktu ... Sustum ... Gel zaman git zaman ertesi gün bu kafa bulanıklığı içerisindeyken evden bir takım eşyaları hastahaneye götürmek için yola çıktım ancak kafamda hala o replik yankılanıp duruyor... Ve beklenen sonuç güzide belediyemizin bir otobüsü ve ben ön tamponumla kıçına doğru hafif bir giriş yaptım ... Hatunuma haber verdim "Hayatım kaza yaptım" .. Tepki : Geçmiş olsun..
            Olağan bir tavsiye gibi gelebilir ... Yazıdan anlaşılmaz tabi ses yok jest mimik yok okunduğunda normal gelir birde onu ben duyarken sizde duyabileydiniz keşke... Zaman su gibi akıp geçer hayatımın en boktan günlerini geçirdiğim bu dönemi atlattıktan sonra 4 kasım 2010 tarihinde saat 23:27 sularında kendisiyle hayat bağlarımızı kopardık :) kendisi şu an nişanlı ancak nişan tarihi çok ilginç 15 Kasım 2010 ... Hızlıııııııı ...                                                                
            Bunlar bir kenara ; Kötü olmayı beceremeyecek kadar aptallık huylarımda vardır. Dün sabah babasının kalp krizi sonucunda vefat ettiğini öğrendim ... Kendime gelemedim , başımdan aşşağı kaynar sular dökülür gibi oldu , dayanamadım annesini aradım baş sağlığını diledim ancak bu görüşmeden açıkçası biraz tırstım karşılaşacağım tepkiden emin olamadığım için ... Ancak annesi saygı duyulası eli öpülesi bir zatı muhterem olduğu için olgunluğundan ödün vermedi ... Teşekkürlerini sundu ve bu görüşme gerektiği gibi 45 saniye ile sonlandı ... Vicdanım rahat mı ? evet çünkü Böyle bir durumda başlangıç ve bitiş tarihleri arasındaki saçmalığa rağmen bunu yapabildim en azından anneside olsa aradım ... Peki asıl soru vicdanım rahat mı ? hayır çünkü haketmediği sevgiyi göstermiş olduğum insandan haketmediğim davranışlara maruz kaldım ... Edebiyat bile kelime bulamaz anlatmak istediklerime ama allahtan bende zaten edebiyattan anlamıyorum ...            
                              
                             Rivayete göre "Değer" diye bişey varmış "Gören" varmı ?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder